Gerçekleşmiş 7 adet Kıyamet Alameti!


Not:Kıyamet Alametlerinin sadece 7 adet olanı konuda anlatılmıştır, daha fazladır.
1. Ay’ın Yarılması
Kuran’ın 54. Suresi’nin adı olan “Kamer“in Türkçe karşılığı “Ay“dır. Bu surenin büyük bir bölümünde, kendilerine gönderilen peygamberlerin “uyarılarını göz ardı eden” Nuh, Ad, Semud ve Lut halkının, Firavun ve çevresinin başlarına gelen yıkımlar anlatılır. Aynı zamanda birinci ayette kıyamet vakti ile ilgili çok önemli bir mesaj verilir:
Saat (kıyamet saati) yakınlaştı ve Ay yarıldı. (Kamer Suresi, 1)
Ayette kullanılan “yarmak” fiilinin Arapça karşılığı “şakka“dır. Bu kelimenin Arapça’da farklı anlamları bulunmaktadır. Bazı Kuran tefsirlerinde “ikiye yarılmak” manası tercih edilmektedir. Bununla birlikte, “şakka” kelimesi Arapçada “toprağı sürme, toprağı kazma” anlamlarında kullanılmaktadır.
İkinci anlamına örnek olarak, Abese Suresi’nin 26. ayetinde geçen kullanımını verebiliriz:
Biz, şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık. Sonra yeri yardıkça yardık. Böylece onda taneler bitirdik, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalar. (Abese Suresi, 25-29)
Açıkça görüldüğü gibi, bu ayetteki “şakka” ifadesi “yerin ikiye yarılması” manasında değil, “çeşitli bitkilerin yetişmesi için toprağın sürülerek yarılması” anlamında kullanılmıştır.
İşte tam bu noktada, Kuran’ın çok büyük bir mucizesiyle karşılaşmaktayız. Kamer Suresi’nde on dört yüzyıl öncesinden haber verilen ayet, 20 Temmuz 1969′da Ay yüzeyinde yapılan çalışmalar ile gerçekleşmiştir. Amerikalı astronotların Ay’a ayak basarak, Ay toprağı üzerinde bilimsel araştırmalar yapmaları, taş ve toprak örnekleri toplamaları ayın yarılması ayetindeki ifadelere tam olarak uymaktadır.
Ay’ın keşfi, “Bir insan için küçük bir adım, insanlık için büyük bir atılım” sloganıyla özdeşleşmiştir. Bu tarihi gezi uzay araştırmalarında bir dönüm noktasıdır; kameralar aracılığıyla belgelenmiş ve o tarihten bu yana yaşayan insanların seyrettikleri bir olay olmuştur. Kamer Suresi’nin ilk ayetinde Allah’ın bildirdiği gibi, bu büyük olay aynı zamanda bir kıyamet alametidir; dünyanın kıyamet öncesi son zaman diliminde olduğunun bir belirtisidir. (Doğrusunu Allah bilir.)
Nitekim bu konuda çok önemli bir işaret daha vardır. Kamer Suresi’nde geçen bu ayetin bazı kelimelerinin ebced değeri bizlere Ay’a ayak basma yılı olan 1969 tarihini vermektedir. (Ebced hesabı konusunda detaylı bilgi için bkz. Hz. İsa (as)’ın Çıkış Zamanı bölümü)
… Saat yakınlaştı ve Ay yarıldı…
HİCRİ: 1390 MİLADİ: 1969
Ancak şunu da belirtmeliyiz: Elbette Ay’ın yarılması olayı, Allah’ın Peygamberimiz (sav)’e verdiği mucizelerden biridir. Bir hadiste bu mucize şöyle bildirilmiştir:
… Said ibn Ebi Arube, Katade’den; o da Enes ibn Malik (R)’den tahdis etti: Mekke ahalisi Resulullah’tan kendilerine bir ayet (bir mucize) göstermesini istediler. O da onlara Ay’ı iki bölük gösterdi, hatta Mekkeliler Hıra Dağı’nı o iki bölük arasında gördüler. (Sahih-i Buhari ve Tercemesi, cilt 8, no.88)
Yukarıda anlatılan mucize, ayette haber verilen Ay’ın yarılması olayıdır. Ancak Kuran her çağa bakan bir kitap olduğu için, bu ayetle günümüzde Ay’ın keşfi konusuna da dikkat çekildiği düşünülebilir. (Doğrusunu Allah bilir)
67114413-blood-moon-over-california
2. İran-Irak Savaşı
Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savaş hadiste şöyle haber verilir:
Şevval ayında ayaklanma Zilkade’de harb konuşmaları, Zilhicce’de ise harb vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 166)
Önceki sayfadaki hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşı’nın gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir:
Şevval ayında ayaklanma…
İran Şahı’na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)’de olmuştur.
Zilkade’de harp konuşmaları ve Zilhicce’de ise harp vaki olacak…
Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştı.
Bir başka hadiste de bu savaşın ayrıntıları şöyle tarif edilir:
Faris yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: “Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır… Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin, ve karşılıklı sözler tutulsun…” Onlar Mutıka çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı yazıya inecekler… Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarında duracaklar… Aralarında savaş olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak… (Kıyamet Alametleri, s. 179)
– Faris yönünden gelecek olan : İran tarafından gelecek olan
– Faris : İran – İranlı
– Yazıya inecekler : Ovaya inecekler (Irak Ovası)
– Mutık : Yöredeki bir dağın adı
– Rakabe : Petrol kuyularının çok olduğu bölgedir.
“Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır…”
Hadisin bu bölümünde iki taraf arasında, ırkçılıktan kaynaklanan bir anlaşmazlığın olacağına dikkat çekiliyor olabilir. Bu anlaşmazlık sebebiyle, “Yazı”ya (yani Irak Ovası’na) inileceği ve savaşın başlayacağı anlaşılmaktadır.
Allah, her iki ordudan zaferi kaldıracak…
Bu hadisin de işaret ettiği gibi, İran-Irak Savaşı 8 yıl sürmüş ve binlerce kayıp verilmesine rağmen bir netice alınamamıştır. İki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır.
iranirak
3. Fırat ile Dicle Arasındaki Büyük Savaş
“Fırat ile Dicle arasında Zevra (Bağdat) denen bir şehir olacak. Orada büyük bir savaş olacak. Kadınlar esir edilecek, erkekler ise, koyun kesilir gibi boğazlanacak.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c. 5, s. 38, El Muttaki)
Hadiste geçen “Fırat ve Dicle arasında yaşanacak bu büyük savaşla” da yakın geçmişte yaşanan İran-Irak Savaşı’na dikkat çekiliyor olması muhtemeldir. Önceki sayfalarda da gördüğümüz gibi, iki Müslüman ülke arasında yaşanan bu büyük savaşta, hadiste dikkat çekilen topraklarda büyük çatışmalar yaşanmış, köyler, kasabalar, şehirler ağır bombardıman altında yerle bir olmuştur. Kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapılmadan pek çok insan savaşta hayatını kaybetmiştir. İlerleyen tarihlerde ortaya çıkan toplu mezarlar, savaş sırasında hayatını kaybeden insan sayısının tahmin edilenden fazla olduğunu göstermektedir.
70482063-mistic-river
4. Afganistan’ın İşgali
Talikan’a (Afganistan’a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
Hadiste Afganistan’ın ahir zamanda işgal edileceğine işaret vardır. Gerçekten de Rusların Afganistan’ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir.
Orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır…
Rivayetin bu bölümünde de Afganistan’ın maddi zenginliklerine dikkat çekilmektedir. Bugün Afganistan’da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir.
Afkan çocuklar
5. Fırat’ın Suyunun Kesilmesi
Fırat Nehri’nin suyunun kesilip durdurulması da Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerindendir:
Fırat Nehri’nin suyu çekilerek altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim, o zaman orada bulunursa o hazineden bir şey almasın. (Riyazü’s Salihin, 3/332)
Diğer hadislerde bu olayın ayrıntılarıyla ilgili önemli bilgiler verilmektedir:
Resulullah: Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için harb edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek, onlardan her adam, keşke kurtulan ben olsaydım, diyecektir buyurmuşlar. (Sahih-i Müslim, 11/320)
Resulullah şöyle buyurdu: Yakında Fırat Nehri altın hazinesini açığa çıkarır, kim buna hazır bulunursa, ondan bir şey almasın. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 28)
(Resulullah:) “Fırat Nehri bir altın dağını açığa çıkarır” dedi. (Sünen-i Ebu Davud, 5/116)
Görüldüğü gibi Hz. İsa (as)’ın yeniden gelişinin önemli bir alameti olan Fırat Nehri’nin suyunun durdurulması ve altın değerinde bir hazinenin ortaya çıkması pek çok büyük hadis kitabında yer almaktadır.
Şimdi yukarıda yer verdiğimiz hadislerde geçen bu konuyla ilgili önemli ifadeleri tek tek ele alarak inceleyelim:
Resulullah buyurdu ki: (1) Fırat Nehri’nin suyu çekilip (2) altından bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz… (Riyazü’s Salihin, 3/332)
(1) Fırat Nehri’nin suyunun çekilip…
Suyuti’nin kitabında bu hadis “suyun durdurulması” olarak geçmektedir. Gerçekten de Keban Barajı, Fırat Nehri’nin suyunu durdurarak kesmiştir.
(2) “Altın”dan bir dağ meydana çıkmadıkça…
Yapılan baraj sayesinde; elektriğin üretilmesi, toplanan suyun arazide kullanılarak toprağın veriminin artması ve ulaşım kolaylığının sağlanması gibi sebeplerle, buradaki topraklar “altın” gibi kıymetli hale gelmiştir.
Keban barajı ve Fırat Nehri üzerine sonradan kurulan diğer barajlar, betondan dev birer dağı andırmaktadır. Bu barajlardan (hadis-i şerifteki benzetmeye göre dağdan) altın değerinde servet dökülmektedir. Dolayısıyla barajlar “altın bir dağ” özelliği kazanmaktadır. (Doğrusunu Allah bilir)
keban-baraji2

6. Ramazan Ayı’nda Ay ve Güneş Tutulmaları
Hz. Mehdi (as) için 2 alamet vardır ki… Bunun birincisi, Ramazan’ın birinci gecesi Ay’ın ikincisi de ortasında Güneş’in tutulmasıdır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)
Ramazan’ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 199)
Onun saltanatı zamanında, Ramazan Ayı’nın on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak… (Mektubat-ı Rabbani, 380. Mektup, 2/1163)
Mehdi’nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 440)
… Güneş’in oruç ayının ortasında, Ay’ın ise sonunda tutulması… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
Ramazan’da iki defa Ay tutulması olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
Hz. Mehdi (as)’ın gelişi Razaman ayında Ay’ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)
Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli noktalar Ramazan Ayı’nın ortasında hem Güneş tutulması, hem de bir ay içinde Ay’ın ve Güneş’in iki kere tutulmasıdır.
Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan’ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü tutulacaktır. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:
Gunes_tutulması
1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.
2. Bu tutulmalar ortalama 14-15 gün arayla olacaktır.
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401′de) Ramazan Ayı’nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine “ikinci olarak”, 1982 yılında (Hicri 1402′de) Ramazan Ayı’nın 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
Ayrıca bu hadisede Ay’ın Ramazan’ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.
Bu olayların Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)’ın diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.
Üstelik hayret uyandıracak şekilde benzer bir tutulma olayı 2002 ve 2003 senelerinde de gerçekleşmiştir.
GERÇEKLEŞEN TUTULMA
TARİH
Ay Tutulması
Hicri 1423 ‘te Ramazan’ın ortasında
20 Kasım 2002
15 gün sonra
Güneş Tutulması
Hicri 1423′te Ramazan’ın sonunda
4 Aralık 2002
Ay Tutulması
Hicri 1424′te Ramazan’ın ortasında
9 Kasım 2003
15 gün sonra
Güneş Tutulması
Hicri 1424′te Ramazan’ın sonunda
23 Kasım 2003
7. Kuyruklu Yıldızın Doğması
Hz. Mehdi (as)’ın çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)
O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
… Ne zaman ki Melikler seyahat, zenginler ticaret, fakirler dinlenmek, hafızlar gösteriş yapmak için hacca giderler; işte o zaman, kuyruğu bulunan bir yıldız zuhur edecektir. (Kıyamet Alametleri, s.123)
Hadislerde belirtildiği gibi:
– 1986 yılında (Hicri 1406′da) yani 14. yüzyıl başlarında “Halley” kuyruklu yıldızı Dünyamız’ın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak ışıklı bir yıldızdır.
– Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
– 1981 ve 1982 (Hicri 1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
Bu yıldızın doğuşunun da diğer çıkış alametleri ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.
Tarih boyunca bu kuyruklu yıldızın geçtiği zamanlarda Müslümanlar açısından çok önemli hatta dönüm noktası sayılabilecek olaylar meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı Peygamberimiz (sav)’den aktarılan rivayetlerde de bildirilmiştir:
Bu yıldız ilk çıktığında;
Hz. Nuh (as)’ın kavmi helak olmuştur.
Hz. İbrahim (as) ateşe atılmıştır.
Hz. Musa (as) ile mücadele eden Firavun ve kavmi yok edilmiştir.
Hz. Yahya (as) öldürüldüğünde de görülmüştür.
Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnenin şerrinden Allah’a sığınınız. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Bu yıldız geçtiğinde meydana geldiği rivayet edilen diğer önemli olaylar da şunlardır:
Hz. İsa (as) doğmuştur.
Peygamber Efendimiz (sav)’e ilk vahiy gelmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti tarih sahnesinde yer almaya başlamıştır.
İstanbul Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiğinde de bu yıldız görülmüştür.
Halley Kuyruklu Yıldızı Hakkında Bazı İlginç Rakamlar
Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bazı sayıların “19″ sayısının tam katları olması da oldukça dikkat çekicidir:
Halley Kuyruklu Yıldızı 76 yılda bir geçiyor
76 = 19 x 4
Bu yıldız en son Hicri 1406′da görüldü
1406 = 19 x 74
Bu konuyla ilgili bir diğer ilginç durum da şudur: Yukarıda da hesapladığımız gibi Halley yıldızının geçmiş olduğu Hicri 1406 yılı 19′un tam 74 katıdır. “74″ sayısı ise aynı zamanda Kuran-ı Kerim’de 19 mucizesine işaret edilen MÜDDESSİR Suresi’nin sıra numarasıdır.
Kuran’ın Müddessir Suresi’nin (74. sure) 30. ayetinde “19″ sayısının müminler için bir rahmet, inkar edenler için ise bir fitne vesilesi olduğu bildirilmektedir.
Halley kuyruklu yıldızının 19 ile olan bu dikkat çekici bağlantısı da, inkar edenler üzerine bir fitne, müminlere ise bir rahmet müjdelediğine işaret ediyor olabilir.
Müddessir Suresi’nin 1. ve 2. ayetlerinde Hz. Muhammed (sav)’e “EY ÖRTÜNEN! KALK VE KORKUT” şeklinde buyurulmaktadır. Bu, ayetlerin açık anlamıdır. Fakat bu ayetlerin ahir zamana yönelik ikinci bir örtülü, gizli işaretleri de bulunabilir. Belki de “EY GİZLENEN” denilerek Resulullah Efendimiz’in soyundan gelecek olan ve Hicri 1406′da çıkış alametlerinden biri (Kuyruklu Yıldızın doğuşu hadisesi) belirecek olan Hz. Mehdi (as)’a işaret ediliyor olabilir.

Yorumlar