Kişisel Başarının 6 Sırrı!

Kişisel Başarının 6 Sırrı!
[Dipnot]
Okuyacağınız makalede çeşitli Kutsal Kitaplardan ilkelere deyinilmiştir, asla ve asla Din, Irk'a özel olarak değinilmemiştir, makalenin daha çok anlam kazanması için'dir. 
GERÇEK başarı en iyi yaşam tarzını sürdürmeyi başarmaktır; bu yaşam tarzı, Tanrı’nın bizlerle ilgili amacıyla uyumludur ve O’nun standartlarına uygun yaşamanın sonucudur. Kutsal Kitap böyle bir yaşam süren kişi hakkında şöyle der: “Akarsular kenarına dikilmiş ağaç gibi olacak; meyvesini mevsiminde verecek, yaprağı solup gitmeyecek, ve her işinde başarılı olacak”.
Evet, kusurlu olsak ve hatalar yapsak da yaşamımız çok başarılı olabilir! Bu size çekici geliyor mu? Öyleyse, şimdi ele alacağımız altı Kutsal Kitap ilkesi bu hedefe ulaşmanıza yardımcı olabilir ve böylece, Kutsal Kitaptaki öğretilerin gerçekten Tanrı’nın hikmetini yansıttığı net şekilde kanıtlanmış olur 
1 Para Hakkında Uygun Görüşü Koruyun
“Her türlü zararlı şeyin bir kökü de para sevgisidir. Bazıları bu sevdaya kapılarak . . . . büyük acılarla kendilerini yaraladılar” . Sorunun paranın kendisi olmadığına dikkat edin, ne de olsa hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de ailemizin ihtiyaçlarını karşılamak için hepimizin paraya ihtiyacı var. Fakat asıl mesele para sevgisidir. Aslında bu sevgi parayı kişinin efendisi, tanrısı haline getirir.
Bu dizinin ilk makalesinde gördüğümüz gibi başarının anahtarı olarak zenginliği görüp hevesle onu elde etmeye çalışanlar, aslında gerçekdışı bir hayalin peşinde koşuyorlar. Kendilerinin sebep olduğu birçok hayal kırıklığını ve acıyı yaşıyorlar. Örneğin insanlar hevesle zenginliğin peşinde koşarken aileleri ve arkadaşlarıyla ilişkilerini sık sık feda ediyorlar. Başkaları da ya işten ya da kaygı veya üzüntüden dolayı ihtiyaçları olan uykuyu uyuyamıyor.  şöyle der: “Az da yese, çok da yese, işçinin uykusu tatlıdır; oysa zenginin malının çokluğu onu uyutmaz.”
Para yalnızca acımasız bir efendi değildir, aynı zamanda aldatıcıdır da. İsa Mesih “zenginliğin aldatıcı gücü”ne değinmişti . Başka sözlerle zenginlik, mutluluk vaat etse de bu vaadini yerine getirmez. Sadece daha fazlasını isteme arzusu uyandırır. şöyle der: “Servete düşkün olan . . . . kazanca doymaz.”
Kısacası para sevgisi yıkıcıdır ve en sonunda hayal kırıklığına, hüsrana, hatta suç işlemeye yol açabilir. Oysa mutluluk ve başarıyla çok daha yakından bağlantılı olan etkenler cömertlik, bağışlayıcı bir tutum, ahlaksal temizlik, sevgi ve Tanrı’yla iyi bir ilişkidir.
2 Cömert Bir Mizaç Geliştirin
“Vermek almaktan daha büyük mutluluktur”. Zaman zaman birilerine bir şeyler vermek anlık mutluluklar yaşatabilirken, cömert bir mizaca sahip olmak süreklimutlu olmanıza yardımcı olabilir. Elbette cömertlik birçok yolla sergilenebilir. Bunun en iyi ve çoğunlukla en takdir edilen yollarından biri başkalarına kendinizden vermektir.
Başkasının çıkarını ön planda tutmak (özgecil olmak), mutluluk ve sağlık hakkında yapılan birkaç araştırmayı inceledikten sonra araştırmacı Stephen G. Post, özgecil olmanın ve başkalarına yardımcı olmanın daha uzun ömürle, daha fazla doyum duygusuyla, fiziksel ve zihinsel yönden daha iyi bir sağlıkla bağlantılı olduğu, örneğin depresyonu hafifletmeye yol açtığı sonucuna vardı.
Üstelik imkânları ölçüsünde başkalarına cömertçe verenler bu yüzden yokluk yaşamazlar.Özdeyişler 11:25’te şöyle yazar: “Cömert can bolluğa erer; başkasına bol bol su verenin kendisine de bol su verilir.” Bu sözlerle uyumlu olarak yürekten cömert olanlar, yani karşılığını almayı düşünmeden verenler, özellikle Tanrı tarafından takdir edilir ve sevilirler .
3 Gönülden Bağışlayın
“İçinizden birinin diğerinden yakınmak için bir nedeni olsa bile, . . . . birbirinizi gönülden bağışlamaya devam edin. Yehova sizi gönülden bağışladığı gibi, siz de bağışlayın”. Günlerimizde insanlar birbirini genellikle bağışlamak istemiyor, merhamet göstermek yerine öç almayı tercih ediyor. Sonuç ne oluyor? Hakaret hakareti tetikliyor, şiddet de şiddeti körüklüyor.
Zarar bu kadarla kalmıyor. Kanada’nın Montreal kentinde yayımlanan The Gazette’ye göre araştırmacılar “18 ila 30 yaşlarındaki 4.600’den fazla kişiyle yapılan bir araştırmada, kişi ne kadar agresif, sinirli ve kötü niyetliyse” akciğerlerinin de o kadar sağlıksız olduğunu ortaya çıkardı. Hatta bu durumun zararlı etkileri sigara içen kişininkinden bile daha fazlaydı! Bağışlayıcı bir tutum hem sosyal ilişkileri kolaylaştırır hem de iyi bir ilaçtır.
Acaba nasıl daha bağışlayıcı olabilirsiniz? Kendinizi dürüst bir şekilde değerlendirerek işe başlayın. Siz de başkalarını zaman zaman üzmüyor musunuz? Ve onların bağışlayıcı olmasına minnettar kalmıyor musunuz? Öyleyse neden siz de başkalarını cömertçe bağışlamayasınız? (Matta 18:21-35). Bu konuda özdenetim geliştirmek de önemlidir. Sakinleşmek üzere “10’a kadar sayın” ya da başka bir yolla kendinize zaman tanıyın. Ayrıca özdenetimi gücün bir belirtisi olarak görün. Özdeyişler 16:32’de “Çabuk öfkelenmeyen adam yiğitten . . . . üstündür” der. Yiğit birinden üstün olmak bir başarıdır, öyle değil mi?
4 Tanrı’nın Standartlarına Uygun Yaşayın
“Yehova’nın emri paktır, gözleri aydınlatır” (Mezmur 19:8). Diğer bir deyişle Tanrı’nın standartları fiziksel, zihinsel ve duygusal yönden bizim yararımızadır. Bizi uyuşturucu kullanımı, sarhoşluk, cinsel ahlaksızlık ve pornografik görüntülere bakmak gibi zararlı alışkanlıklardan korur (2. Korintoslular 7:1; Koloseliler 3:5). Bunlar suça, yoksulluğa, güvensizliğe, ailenin parçalanmasına, zihinsel ve duygusal sorunlara, hastalığa, hatta vakitsiz ölüme yol açabilir.
Diğer taraftan Tanrı’nın standartlarına uygun yaşayanlar yapıcı ve güvenilir ilişkiler kurmanın yanı sıra özsaygıya ve huzura sahip olurlar. İşaya 48:17, 18’de Tanrı Kendisi hakkında şöyle diyor: “Kendi yararına olanı sana öğreten, gitmen gereken yolda seni yürüten Tanrın Yehova Benim.” Ve şöyle ekliyor: “Keşke emirlerime dikkat etseydin. O zaman barışın ırmak gibi, doğruluğun denizin dalgaları gibi olurdu.” Evet Yaratıcımız bizim için en iyisini istiyor. Bizim gerçek başarı ‘yolunda yürümemizi’ istiyor.
5 Çıkarsız Sevgi Gösterin
‘Sevgi yapıcıdır’. Sevginin olmadığı bir yaşam düşünebiliyor musunuz? Ne boş ve mutsuz bir hayat olurdu! Elçi Pavlus Tanrısal ilhamla şöyle yazdı: “Eğer . . . . sevgim yoksa, bir hiçim. . . . . Bana hiçbir [şeyin] yararı olmaz”.
Burada değinilen sevgi türü cinsel değildir, elbette onun da kendine has bir yeri vardır. Bunun yerine Tanrısal ilkelere dayanan daha kalıcı ve daha zengin bir sevgidir*. Üstelik pasif (alıcı) değil, aktif (hareketlerle gösterilen, verici) bir sevgidir. Pavlus bu sevginin sabırlı olduğunu ve iyilikle davrandığını da söyledi. Kıskanç değildir, övünmez ya da kibirlenmez. Bencil bir tutumdan uzak şekilde başkasının çıkarını düşünür ve kolayca alınmaz, tersine bağışlayıcıdır. Böyle bir sevgi yapıcıdır. Üstelik başkalarıyla, özellikle de aile bireylerimizle ilişkilerimizde başarılı olmamıza yardım eder.
Ana babalar için sevgi, çocuklarına şefkat göstermenin yanı sıra ahlaksal ve başka konularda onların önüne Kutsal Kitaba dayanan açık davranış sınırları koymak anlamına gelir. Böyle bir ortamda büyüyen çocuklar kendilerini güvende hissederler, aileleri istikrarlı olur, ayrıca gerçekten sevildiklerini ve takdir edildiklerini hissederler.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan genç bir adam olan Jack, Kutsal Kitap ilkelerini uygulayan bir ailede büyüdü. O, evden ayrıldıktan sonra ana babasına bir mektup gönderdi. Mektubunda kısmen şöyle yazdı: “Hep yapmaya çalıştığım şeylerden biri [Kutsal Kitaptaki] şu emri uygulamaktı: ‘Annene ve babana saygılı ol; böylece işin iyi gitsin’ (Tekrar 5:16). Benim işim iyi gitti. Şimdi hiç olmadığı kadar farkındayım ki bu, sizin içtenlikle ve sevgiyle bana ana babalık etmeniz sayesinde oldu. Beni yetiştirirken harcadığınız tüm çabalar ve verdiğiniz destek için teşekkürler.” Bir anne ya da babaysanız, böyle bir mektubu siz alsaydınız ne hissederdiniz? Yüreğiniz sevinçle dolmaz mıydı?
İlkelere dayanan sevginin “sevinci hakikatle”, yani Kutsal Kitapta bulunan dinsel hakikatle “birliktedir” (1. Korintoslular 13:6; Yuhanna 17:17). Şöyle örnekleyelim: Evliliğinde sorunlar yaşayan bir çift, oturup İsa’nın Markos 10:9’daki şu sözlerini birlikte okuyor: “Tanrı’nın [evlilik yoluyla] birleştirdiğini insan ayırmasın.” Bunun ardından yüreklerini incelemeleri gerekiyor. Onların sevinci gerçekten de Kutsal Kitaptaki hakikatle birlikte mi? Evliliği, Tanrı’nın gördüğü gibi kutsal görecek ve ona göre davranacaklar mı? Sorunlarını sevgiyle çözmek üzere çaba harcamaya istekliler mi? Bunları yaparlarsa evliliklerinibaşarılı kılıp sonuçlarından sevinç alabilirler.
6 Ruhi İhtiyaçlarınızın Farkında Olun
“Ne mutlu ruhi ihtiyacının farkında olanlara” . Hayvanlardan farklı olarak insanlar ruhi şeylere değer verme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle kendimize şöyle sorular sorarız: Yaşamın amacı nedir? Bir Yaratıcı var mı? Ölünce bize ne oluyor? Gelecekte neler olacak?
Dünya çapında milyonlarca samimi kişi Kutsal Kitabın bu sorulara cevap verdiğini fark etti. Örneğin son soru Tanrı’nın insanlarla ilgili amacıyla bağlantılıdır. Bu amaç nedir? Yeryüzünün, hem Tanrı’yı hem de standartlarını seven insanların sonsuza dek yaşayacağı bir cennete dönüşmesidir. Mezmur 37:29’da şöyle yazar: “Doğrular yeryüzünü mülk edinir, orada sonsuza dek otururlar.”
Açıkça görülüyor ki, Yaratıcımız sadece 70, 80 yıllık geçici bir başarıdan fazlasını elde etmemizi istiyor. Bizim sonsuza dek başarılı olmamızı istiyor! Bu nedenle şimdi Yaratıcınız hakkında bilgi alma zamanıdır. İsa şöyle dedi: “Sonsuz yaşama kavuşmak için, tek gerçek Tanrı olan Seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımaları gerekir” (Yuhanna 17:3). Bu bilgiyi edinmeye ve yaşamınızda uygulamaya başlayınca şu sözlerin doğruluğunu bizzat kendi yaşamınızda göreceksiniz: “Yehova’nın bereketi insanı zengin eder ve O, bereketine keder katmaz” (Özdeyişler 10:22).
[Dipnot]
Yunanca Kutsal Yazılarda ya da diğer adıyla “Yeni Ahit”te geçtiği hemen hemen her yerde “sevgi” sözcüğünün karşılığı Yunanca agape’dir. Agape bir ilkenin, sorumluluğun ve uygun olanı yapmanın gereği olarak iradenin bilinçli onayına dayanan ahlaksal bir sevgidir. Yine de agape duygusuz değildir, candan ve yoğun olabilir.

BAŞARIYA KATKIDA BULUNAN EK İLKELER
▪ Sağlıklı bir Tanrı korkusu duyun. “Hikmet Yehova korkusuyla başlar” (Özdeyişler 9:10).
▪ Arkadaşlarınızı hikmetle seçin. “Hikmetlilerle aynı yolda giden hikmetli olur; akılsızlarla ilişkide olan ise zarar görür” (Özdeyişler 13:20).
▪ Aşırılıklardan kaçının. “Obur ve içkici insan yoksulluğa düşer” (Özdeyişler 23:21).
▪ Öç almayın. “Kimsenin kötülüğüne kötülükle karşılık vermeyin” (Romalılar 12:17).
▪ Çalışkan olun. “Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin” (2. Selanikliler 3:10).
▪ Altın Kuralı uygulayın. “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın” (Matta 7:12).
▪ Dilinizi kontrol edin. “Hayatı seven ve güzel günler görmek isteyen, dilini kötülükten . . . . sakınsın” (1. Petrus 3:10).

SEVGİ ETKİLİ BİR İLAÇTIR
Doktor ve yazar olan Dean Ornish şöyle yazıyor: “Bizim hastalanmamızı ve iyileşmemizi; üzülmemizi ve sevinmemizi; acı çekmemizi ve ıstırabımızın dinmesini belirleyen etkenler sevgi ve içtenliktir. Eğer yeni çıkan bir ilaç bu etkiyi yapsaydı, ülkedeki hemen her doktor hastalarına önerirdi. Bu ilacı önermemek, yanlış tedavi olurdu.”

UMUTSUZLUKTAN BAŞARIYA
Balkanlarda yaşayan Milanko yaşadığı ülkede savaş çıkınca orduya katıldı. Cesur kahramanlıkları nedeniyle, şiddet kullanan bir film kahramanından esinlenilerek ona Rambo ismi takıldı. Ancak Milanko zamanla gördüğü yozlaşma ve ikiyüzlülük nedeniyle ordudan soğudu. Şöyle söylüyor: “Bunun ardından birçok kötü alışkanlık edindim: alkol, sigara, uyuşturucu, kumar ve rasgele cinsel ilişki. Giderek daha çok batağa batıyordum ve bir çıkış yolu göremiyordum.”
Milanko hayatının bu kritik döneminde Kutsal Kitabı okumaya başladı. Daha sonra, ziyaret ettiği bir akrabasında Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan Gözcü Kulesi dergisini gördü. Okudukları hoşuna gitti ve kısa süre sonra Şahitlerle Kutsal Kitabı incelemeye başladı. Kutsal Kitaptaki hakikat, mutluluğu ve gerçek başarıyı bulmasına yardımcı oldu. Şöyle diyor: “Hakikat bana yeniden güç verdi. Tüm kötü alışkanlıklarımı bıraktım, yeni bir insan oldum ve Yehova’nın Şahitlerinden biri olarak vaftiz edildim. Daha önce beni tanıyanlar, yumuşak huylu ve nazik biri haline geldiğimi gördüklerinden artık bana Rambo demiyorlar.”

Kaynak: ONLİNE KÜTÜPHANE

Yorumlar