Şu zaman ki dönemde Aşk'ı o kadar basitleştirdiler ki. Artık sevginin gerçek olup olmadığını dahi anlayamıyoruz. Genel olarak herkesin ağzında Seni Seviyorum kelimeleri dolanmaya başladı. Neden seviyorsun sorusuna Güzelliğin, Yakışıklılığın gibi cevaplar alıyoruz. Oysa ki gerçek sevgi beden de değil kalpte başlayandır. Bir insan nasıl aşık olacağını bilmiyorsa eğer bu günlerde olduğu gibi Evlilik programlarına çıkar. Bunlar berbat şeylerdir! Aşk size gelmiyorsa eğer dönüp bir kendinize bakmalısınız. Neyiniz eksik? Dil becerisi! Konuşmayı bilen bir insan karşı da ki insanı etkileyebilir. Erkekler kendilerini etkileyen kızlara aşık olur. Fakat kızlar ise kendilerini güvende hissettiren ve güvendiği erkeklerden etkilenir ve aşık olur. Bir kız 17 yaşında aşık olur ve ömrünün sonuna dek sevebilir. Bir erkek ise 20 yaşın da artık tam gelişme süreci bittiği için bir kadına ömür boyu sadık kalabilir. Aşk'ı Evlerde, Okullarda, Cafe'lerde, en kötüsüde Televizyon programlarında aramak bir kendine güvensizliktir. Sizlere bir kaç bilgi verelim Şöyle ki;
İNTERNETTEKİ sayısız site, sevginin nasıl bulunacağı hakkında insanları aydınlatacağını iddia ediyor. Belki size de sevginin “büyüleyici ve inanılmaz sırları”nı keşfedeceğiniz vaat edilmiş olabilir. Ayrıca “usta çöpçatanlar”, “ilişki uzmanları” ve “aşk doktorlarının” yanı sıra psikoterapistler, psikologlar ve astrologlardan bu konuda pek çok şey öğreneceğiniz de söylenmiş olabilir. Bunlar tamamen aldatmacadır. Bu gün yürüdüğünüz kaldırımda bile hayat arkadaşınızı bulabilirsiniz. Siz kendiniz olmayı denemelisiniz. Başkası siz olsun diye düşünmeniz gerekmektedir. Kimseye ihtiyacınız olmayıp, ihtiyacınız olan her şey sizde olduğunu bilinç altınıza yerleştirmeniz gerekmektedir.
BİR ARAŞTIRMACININ YAZDIKLARI
“Küçüklüğümüzden beri popüler kültürün sunduğu cinsel ilişki, aşk ve romantik ilişkiler hakkındaki peri masallarının ve yıkılması zor olan kalıplaşmış görüşlerin bombardımanı altındayız. Bu bombardıman filmler, televizyon, kitaplar, dergiler, radyo, şarkılar, reklamlar, hatta haberler aracılığıyla yapılıyor.” O sözlerine şöyle devam ediyor: “Kitle iletişim araçlarının birçoğunun seks, sevgi ve aşk hakkında çizdiği portreler zihinlerde gerçekdışı beklentiler oluşturuyor ya da var olanları pekiştiriyor. Çoğumuz bu beklentileri zihnimizden tamamen silemiyoruz. Sonuç olarak da hem eşimizden hem de kendimizden bir türlü memnun olmuyoruz.”
KİTAPLARDA Kİ AŞK'A İNANMAYIN
Kitaplarda, filmlerde ya da oyunlardaki aşk hikâyeleri çok çeşitli olabilirse de genellikle temelde aynı formül kullanılır. Yazarlara yönelik bir dergide şu sözler yer aldı: “Aşkhikâyelerinin çoğunda hâlâ aynı basmakalıp formül kullanılıyor. Bunun geçerli bir nedeni de var. ‘Oğlan kızla tanışır; oğlan kızı kaybeder; oğlan kıza kavuşur’ formülü denenip etkisi kanıtlanmış bir yöntemdir. Öyle ki okuyucular hikâyenin geçtiği yer ya da zaman ne olursa olsun tekrar tekrar okurlar”
DİZİLER DE Kİ AŞKLAR SADECE HAYAL ÜRÜNÜDÜR
Dizilerde gördüğünüz aşklara inanmanız sizi güçsüz kılar. Sizin hayatınız da ki aşk bambaşkadır ve
daha güzeldir. Herkesin önüne sürülecek kadar kötü bir sevgi değildir. Aşk dizileri tamamıyla hayal
ürünüdür ve izlenmesini tavsiye etmiyoruz. Şu an ki dizilerde Aşk abartılarak anlatılmaya başlanmıştır. Oysa ki Gerek Aşk'ı tadan bir insan Diziler de ki aşkın yapmacık ve basit bir aşk olduğunu anlamaktadır ve öyle dizilerden zevk almamaktadır.
-Romanlardaki sevgi nispeten zahmetsizken, gerçek sevgi çaba ister
-Az seven az sevilir
-Medya sevgiyi pek doğru şekilde tanıtmaz
Yorumlar
Yorum Gönder