Aşık Olmanın 5 Aşaması (Ve Neden Aşık Oluruz)



Aşık olmanın düzeni


İnsanlar hep neden aşık olduklarını merak ederler. Peki, aşık olmak tam olarak nedir? Aşık olmak özeldir. 
Neden aşık olduğumuzu merak ediyor musun? Aşık olmamak elde değil çünkü. Eğer sen ben birine aşık olmam dersen yanılırsın. Neden mi? Ansızın karşına biri çıkar ve bakakalırsın. Aşk, sizin tercihiniz değildir. Aşk, beyniniz ile kalbiniz arasında ki İletişim santrallerinin seçimidir. Neden aşık oluruz biliyor musun? Çünkü kalbinizin huzuru sizde değil, başkasındadır. Asla aşık olmam deme, Aşk tercih değil, ihtiyaçtır.

Hepimiz genellikle aynı formülü romantik diziler ve filmler izledik - Biri sever daha sonra bir şeyler olur ayrılırlar daha sonra bitişte ya tekrar bir araya gelirler ya da içlerinden biri ölür. Strateji budur ve Filmlerde, dizilerde görülen aşk gerçeğe yakın bile değildir.
Eğer gerçek hayatta ilişkiler izlediklerimiz gibi ilerleseydi mükemmel ilişkilere şahit olurduk. Gerçek dünyada aşk her zaman bu kadar kolay değildir. Ama birine karşı duygular beslemeye başlayınca dünyamız sadece ona yönelir. Amaçlarımızın ilk başında o gelir. 
Dopamin, Oksitosin, Serotonin… bunlar muhtemelen daha önce duyduğunuz kelimelerdir. Ama aynı zamanda, birisine aşık olduğunuzda, beyninizde işlenmeye başlayan kimyasallar olduklarını biliyor muydunuz?
Bu, tam olarak, birine karşı bir şeyler hissetmeye başladığımız için beyinde meydana gelen “kimya”'nın olduğu ortaya çıkıyor.
“Aşk bir ilaçtır” diye bir yerden duyduysanız, işte bu yüzden söylenen bir cümledir!

Aşama 1: Şehvet, fiziksel çekim, göz teması veya sizi ilgilendiren şeylerin ilk aşamaları.

Bu aşamada, gerçekleşebilecek çok şey var - birisine hemen bir şeyler hissetmeye biliriz. İlerleyen zamanda bu hisler başlar, gittikçede artar. Ya da anında birine karşı hislerimiz oluşabilir. Bu erken aşamada, “dopamin” olarak adlandırılan ve bizi heyecanlandıran, iyi hissettiren bir nörotransmitterin üretiminin başlamasıdır. Dopamin ayrıca, insanlar uyuşturucu aldıklarında, mutlu olacakları şeyler yapmaya başladıklarında ortaya çıkan insan vücudunda bulunan kimyasaldır.

Aşama 2: Erken dönem bağlılığı, tarihlendirme evresi ve aradaki bağ (bunlar arasında sinir bozucu olanlar, “mide kasıntıları” duygularıdır).

Bu aşamada, ilişkinin nereye gittiğine dair bir takım belirsizlik vardır. Beyin adrenalinle ilgili kimyasalları kapalı bir kutu gibi ayıklar - dopaminin bu anda gerçekleştirdiği salgılama erken başlayan hislerden dolayı beyin adrenalinine yetişememesidir. Bu, midenizde kasıntılar ve aniden gelen yanma hislerine sebebiyet verir.

Aşama 3: Takıntılık durumu ve tamamen duygusal haller.

Hiç bir insan bu aşamayı kolayın atlatamaz. Bu aşamada hislerinizin başladığı insana karşı sürekli görme arzusu oluşur. Bir şey olsada yanınıza gelse, veya onu görebilmek yapacağınız bir sürü şeyler oluşacak. Bunlar birer takıntılıktır. Takıntı, gerçek hislerin başlangıcıdır.
Tersine, eğer böyle bir şey olmazsa, anlayın ki o insana karşı hisleriniz anlıktı.

Aşama 4: Romantik ilginizi idealize etmeye başlarsınız (diğer insanlara karşı tamamen irrasyonel olsa bile).

Bu aşama, bir arkadaşını veya bir başkasını aptalca bir karar verdiklerine ikna etmeye çalışmak gibidir: beynin aslında bir dereceye kadar romantik olarak iliştirildikten sonra, hislerinizin bulunduğu kişiye karşı kendini idealize etmeye başlar. Ama neden?
Profesör Semir Zeki'nin yaptığı bir çalışmada, birine karşı dolu duyguları olan insanların, olumsuz duyguları, yargıları ve empatiyi kontrol altına almada beynin bazı bölümlerinin fiilen kapatıldığını (veya etkinliğini azalttığını) göstermiştir.

Bu, sizi o an, o kişiye karşı, elinizin kolunuzun bağlanmasını sağlar.

Yorumlar